BAĞLI MIYIM, BAĞIMLI MI?
Bağlı ve bağımlı kavramları birbirlerine çok benzeyen kavramlar olsa da anlam olarak farklılardır. İki kavramı birbirinden ayıran ince bir çizgi vardır. Bağlılık kavramını romantik ilişkiler boyutundan ele alalım. Bağlılık romantik ilişki içindeyken kişinin partnerine karşı sadakatli olması partnerine bağlı olduğunu gösterir. Partnerini düşünen, onunla ilgilenen, onunla vakit geçirmekten keyif alan kişilere “partnerine bağlı” kişiler diyebiliriz. Bağımlılık ise patolojik boyuta giden bir yoldur.
Peki ya bağımlılık nedir?
Bağımlılık ise kişinin partneri olmadan hayatını sürdüremeyeceği ile ilgili endişe duymasıdır. Günlük işlerinde partnerine sormadan hareket edemeyen, kendisi ile ilgili kararları kararı partnerine bırakan kişilerdir. Hayatının büyük bir alanını partnerine ayıran ve bütün odağı o olan kişilere bağımlı kişiler diyebiliriz. Bağımlı ilişkilere günlük hayatımızda çok kez rastlarız. Bağımlılık ile beslenen ilişkiler sağlıksız ilişkilerdir. Kimimiz fark etse de kimimizin imrendiği, özendiği ilişkiler olabilmektedir. Bağımlı kişilerin merkezinde kendileri değil partnerleri vardır. Dışardan bu ilişkileri gözlemlerken kendinizi dışarıda kalmış hissetmeniz çok doğaldır. Bu çiftler birbirleriyle o kadar meşgullerdir ki size ayıracak vakitleri yoktur.
Bağımlı kişilerin içten içe tek başına var olmayla ilgili şüpheleri vardır. Hayatlarında birilerinin olmaması onlar için dayanılmazdır. Birinin onun yerine seçimlerini yapması, kararlar vermesi, hep onunla vakit geçirmesini isterler. Bütün planları partnerleriyle yapması gibi bir beklentileri vardır. Olan biten her şeyi ona anlatmalarını isterler ve aynısını sizden de beklerler. Bu beklentiler ilişkinin başlarında masum ve şirin gözükebilirler. Uzun vadede karşı tarafı yormaya, boğmaya, öfkelendirmeye başlar. İlişkide pürüzler çıkmaya başlar, bu pürüzler çözülmedikçe büyür ve içinden çıkılmaz bir hale gelir.
Bağımlı kişiler partneri olmadığında kendilerini değersiz hissederler. Değersizlik hissiyle birlikte eksik, görülmeyen biri gibi, yapayalnız, güçsüz, korunmasız gibi hislere kapılabilirler. Bu hisler onlar için zorlayıcı olabilir ve bununla nasıl baş edeceklerini bilemezler. Başa çıkamadıkları bu duygulardan korkar ve yeni bir ilişkiye başlarlar. Hali hazırdaki ilişkileri tam anlamıyla bitmeden, yasını yaşamadan yeni ilişkilere yelken açarlar. Başlarda her şey rayındaymış gibi görünse de zamanla bu yeni ilişki raydan çıkmaya başlar. Kendilerini yine aynı ilişki tarzının içinde bulur ve hüsrana uğrarlar. Bu bir döngüdür ve bu döngü kırılana kadar sürmeye devam eder. Her ilişkileri önceki ilişkilerinin benzeridir ve kişi bulunduğu bu döngüden bir türlü çıkamaz. Bağımlı kişiler döngülerini kıracak yeni bir yol öğrenene kadar bildikleri yoldan gitmeye devam eder. Ta ki o döngüyü kırabilecekleri, yeni yollar öğrenecekleri bir psikoterapi sürecinden geçene kadar.