DUYGULARI KABUL EDEBİLMEK: Neden Acı Çekmeyi Kabullenemeyiz ?

Hayat yolculuğumuz bir akış içerisinde sürüp giderken, yaşadığımız her an yaşam
deneyimleri ediniriz. Hayatın içerisine karıştığımız, var olduğumuz her yerde ve toplumsal
varlıklar olduğumuz için insanlarla iletişim ve etkileşim içerisinde bulundukça yaşamı
keşfeder ve deneyimlerimizi biriktiririz. Bu deneyimleri yaşarken, 3D olarak
adlandırabileceğimiz duygu-düşünce-davranış üçlemesi ortaya çıkar. Bir durumu yaşarken ilk
önce hissettiğimiz duygu oluşurken bu duygular düşüncelerimizi şekillendirir ve sonrasında
davranış örüntülerinin ortaya çıkışını belirler. Öncelikle 6 temel duygunun varlığından söz
edebiliriz, bu duygular; öfke, tiksinti, mutluluk, korku, üzüntü ve şaşkınlıktır. Bu temel
duygular alt yapıyı oluştururken diğer duygularımız bunların birleşiminden oluşmaktadır. Bir
olay karşısında birden fazla duyguyu aynı anda yaşarız ve hepsi iç içe geçtiği için ayırt
etmekte zorlanırız. Şimdi duyguları deneyimlerken nelerle karşılaştığımızdan bahsedelim…

Duyguları Kabul Edebilmek


Öncelikle her insan bu evrende eşsiz ve biriciktir. Dolayısıyla her bireyin hissettiği duygular,
zihninde oluşturduğu düşünceler ona özel ve hepsi değerlidir. Yaşam olaylarının içerisinde
ağır gelen pek çok üzüntüyle, acılarla karşılaşmaktayız. Her insanın bir olayı yaşayış şekli ve
acıya verdiği reaksiyon farklıdır. Bireysel farklılıklarımız ve duygularımızı ifade etme
tarzımız da bizi biz yapan kimlik bütünlüğünün bir parçasıdır. Bu bağlamda acılı bir olay
karşısında bunu kabullenmemek, duyguları bastırmak veya görmezden gelmek, üzülmek ve
acı çekmek gibi en doğal ve insani hallerimizi güçsüzlük olarak nitelendirmek gibi yanılgılar
oluşabilir. Duyguları iyi/kötü, olumlu/olumsuz olarak etiketlemek yalnızca iyi ve mutlu
hissedilen anları, duyguları kabul etmek insani hallerimize darbe vurmak gibidir ve çok
yorucudur.


NEDEN ACIDAN KAÇINIRIZ ?

● Birey kendisine acı/üzüntü veren durumlardan ve bu durumların açığa çıkaracağı
duygularla yüzleşmekten korkar çünkü bununla başa çıkmanın yolunu bilmiyor
olabilir. Yüzleşmek gereken doğrular kimi zaman ağır gelir, korkutucu olabilir
dolayısıyla görmezden gelmeye çalışılır.
● Erken çocukluk dönemlerinde birçok bireye acı çekmenin, özellikle ağlamanın
zayıflık güçsüzlük olduğu gibi öğretilerde bulunulmuş olabilir. Dolayısıyla birey
ağlamaktan ve duygularını bu şekilde ifade etmekten utanır ve bundan her defasında
kaçınarak duygularını bastırır. Bastırılan ve zamanında yaşanmayan tüm duygular
yaşamın sonraki evrelerinde bir anda yoğun şekilde ortaya çıkarak kaygı doğurabilir
ve işlevselliği bozabilir.
● İnsanın temelde olumlu bir benlik algısı oluşturma ihtiyacı vardır. Acı çekmek, üzgün
olmak gibi bir görünüm bu benlik algısında tehdit oluşturuyor gibi hisseder.
● Toplumsal bir varlık olan insanın diğer insanlara vermek istediği iyi bir izlenim,
sorunsuz kişilik imajları yaratma isteği olabilir.
● Mükemmeliyetçi ya da benliğini kabul etmekte zorlanan bir yapıya sahip olabilir.

Duygular


Bugüne baktığımızda özellikle sosyal mecraların yoğun kullanımı ile birlikte çeşitli algı
operasyonlarına maruz kalmaktayız. Örneğin pek çok insan sürekli mükemmel bir hayat imajı
vererek çok mutlu, sorunsuz bir kişilik örüntüsü çizmeye çalışır.Ancak bu gerçeklikten
oldukça uzak bir görüntüdür. Aslında iç dünyasında veya yaşamı içerisinde pek çok sorun
yaşayabilir fakat bunları gizleme gereksinimi duyar.
Acı çekmek, üzülmek, hassas olmak asla utanılacak bir durum değildir ve bize insan
olduğumuzu eğer bakmayı bilirsek hayatın içerisinde var olduğumuzu anlatır. Yaşam
doğrusal değildir ve dümdüz sürekli aynı olarak gidemez, iniş çıkışlar yaşamak hayatta
olduğumuzu gösterir. Dahası insan duygusal farkındalık ve kabul sonrasında acıyı bir
dönüşüm, değişim aracı yapabilir.


DUYGULARI KABUL EDEBİLMEK İÇİN;


● Duygusal farkındalığı artırmak
● Hissettiğimiz duyguları tanımak ve duyguların sorumluluğunu almak
● Duyguları bastırmadan, kaçınmadan zamanında yaşamak
● Duyguları ifade etmekten, ifade etme şeklimizden (ağlamak gibi) utanmamak
● Duygularımızı paylaşabilmek, yakınlarımızdan destek almak
● Başkalarının duygularını dikkate almak ve anlamaya çalışmak
● Bir başkası, örneğin sevdiğimiz biri hata yaptığında, üzüldüğünde onunla
konuştuğumuz destek verdiğimiz gibi aynı anlayışı ve şefkati kendimize
gösterebilmek
● Kendimizi yargılamamak, öz şefkati artırabilmek
● Zor durumlar karşısında baş etme becerilerini geliştirmeye çalışmak gibi önemli
noktalara dikkat edebiliriz.

Duyguları Kabul Edebilmek İçin


Hepimizin yaşam yolculuğunda üstesinden gelemediği, kendi kotasını aşan, tek başına başa
çıkmakta zorlandığı durumlar olmaktadır. Böyle durumlarda bir uzman desteği almak ve
bundan çekinmemek önemlidir ve çözüme ulaştırmada yardımcı olacaktır.
“Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek hiçbir şeyi yoktur artık. Ve bir
kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anla
r.” diyor Stefan Zweig.
Anlayış ve kabul diliyorum…


Stj.Psikolog Betül Nisa Gün

One thought on “DUYGULARI KABUL EDEBİLMEK: Neden Acı Çekmeyi Kabullenemeyiz ?

  • 25 Şubat 2021 tarihinde, saat 14:12
    Permalink

    Yazı için teşekkürler 🙂 Benim en çok hoşuma giden tavsiye şu oldu; bir başkasına yaklaşır gibi kendi hatalarımıza da o şefkatle yaklaşmak. Çünkü çoğu zaman kendimize karşı ne kadar katı olduğumuzun farkında olmuyoruz oysa ki yakın bir arkadaşımız aynı şeyi yaşasa ona kendimize söylediğimiz gibi kırıcı ve katı şeyler mi söyleriz?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.