Ruh Sağlığı ve Beslenme İlişkisi
Sağlıklı bir yaşamın sürekliliği için ruh sağlığı da büyük önem taşımaktadır. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlıklı olmanın tanımını ‘’ Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir.” şeklinde yapıyor. Bende sizlere bugün ruh sağlığı ve beslenme arasında nasıl bağ olduğundan bahsetmek istiyorum.
Oksidatif stres; bir çok farklı hastalıkta rol oynadığı gibi şizofreni, duygu durum bozuklukları, anksiyete bozukluklar, otizm, hiperaktivite ve dikkat eksikliği gibi ruhsal sorunların da sebepleri arasında yer alır.
Peki Nedir Bu Oksidatif Stres?
Oksijen molekülleri yaşam için vazgeçilmez olsa da metabolizma sırasında serbest radikal kaynağı olarak bilinen ve son derece reaktif olan ara ürünler oluşur. Sonuç olarak reaktif oksijen türleri olarak bilinen bu moleküller i hücre bileşenlerine zarar verirler. Antioksidanlar ise bu serbest radikalleri etkisiz hale getirerek hücreleri bu hasarlardan korurlar. Ancak serbest radikallerin seviyesi, antioksidan seviyesinden fazla olursa serbest radikaller hücrelerde oksidatif hasarlara yol açar ve bu duruma oksidatif stres denir. Bu nedenle vücutta oluşan oksidatif stresi azaltmak için antioksidan gıdalar büyük önem taşımaktadır. Bir çok gıda antioksidan özellik taşısa da bazı gıdalar bu konuda daha zengindir. Bu antioksidan gıdalar:
- Salatalık
- Maydanoz
- Avokado
- Yeşil çay
- Nar
- Kahve
- Bitter çikolatadır. (Kakao oranı yükseldikçe antioksidan özelliği de artmaktadır.)
- Çilek
- Ceviz
- Yeşil lahana ve kırmızı lahana
- Enginar
- Ahududu,
- Ispanak
- Kırmızı pancar
- Kivi
- Elma
- Üzüm ( Kırmızı, sarı ve yeşil üzüm)
- Adaçayı
- Limon
- Brokoli
- Fasulye (Kırmızı ve siyah fasulye en yüksek antioksidan seviyesine sahiptir.)

Ancak unutulmamalıdır ki antioksidan kapasitesi yüksek besinler için de azı karar çoğu zarar diyebiliriz. Ayrıca kullanılan bir ilaç, hastalık veya gebelik- emziklik gibi bir durumunuz varsa doktorunuzla iletişime geçerek tüketmeniz daha doğrudur.
Bununla birlikte ruh sağlığının bağırsak mikrobiyotası ile olan ilişki de yapılan araştırmalarda görülmüştür. Buna başka bir deyişle bağırsak sağlığı ruh sağlığını da etkiler diyebiliriz. Bağırsak mikrobiyotası beyin ve bağırsak arasında karşılıklı bir ilişki oluşturarak temel ve önemli bir rol oynar. Bu ilişki henüz bizler anne karnındayken kurulup yaşam boyu etkisini gösterir. Mesela yaşamın erken dönemlerinde bağırsak mikrobiyotasında meydana gelen düzensizlikler nörogelişimi (beyinsel gelişimi) etkilediği çalışmalarda görülmüştür. Bu da uzun yıllar sonra ruh sağlığı sorunlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Yapılan bazı deneylerde bir takım probiyotik bakterilerin de kaygı giderici ve anti-depresan etkiye sahip olduğu sonucuna varılmıştır.
Ek olarak çalışmalar basit şekerlerin azaltılmasının ve sebze tüketiminin arttırılmasının ruh sağlığı sorunlarıyla ilgili belirtileri orta ile yüksek derecede iyileşmelere neden olduğunu göstermiştir.
Ellerinize emeğinize sağlık . Yeni yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyoruz. Teşekkür ederim 👏👏👏
Buna benzer yayınlarınızın devamını dilerim.
Ruh sağlığımız bile beslenme ile ilişkili. Aydınlatıcı olmuş. Daha önce düşünmemiştim. Emeğinize sağlık.